ORTADOĞU’DAKİ İKTİDAR İLİŞKİLERİ BURSA’DA KONUŞULDU

27 MART 2011

BASIN BÜLTENİ

ORTADOĞU’DAKİ İKTİDAR İLİŞKİLERİ BURSA’DA KONUŞULDU
- BURSA KENT KONSEYİ FELSEFE ÇALIŞMA GRUBU TARAFINDAN DÜZENLENEN KONFERANSA KATILAN MALTEPE ÜNİVERSİTESİ’NDEN PROF. DR. SÜLEYMAN SEYFİ ÖĞÜN, “ORTADOĞU´DAKİ İKTİDAR İLİŞKİLERİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI”NI DEĞERLENDİRDİ.

BURSA - Bursa Kent Konseyi bünyesinde çalışmalarını sürdüren Felsefe Çalışma Grubu tarafından Atatürk Kongre Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) ‘Ortadoğu´daki İktidar İlişkilerinin Yeniden Yapılandırılması’ konulu konferans düzenlendi.

Merinos AKKM Başkanlık Salonu’ndaki programın başında konuşan Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala, Türkiye’nin en güçlü ve dinamik kent konseyi konumunda bulunan Bursa Kent Konseyi’nin 19 aylık süreç içerisinde bin 300 etkinlik gerçekleştirdiğini açıkladı. Her konuda her kesime açık olan bir yapıda olduklarını belirten Pala, 33 ayrı çalışma grubu ve 4 ayrı meclis ile bir demokrasi platformu oluşturdukları vurguladı. Çok önemli bir coğrafyada yaşadıklarını ifade eden Pala, böyle bir etkinliği düzenleyen Felsefe Çalışma Grubu’na ve temsilcisi Gürkan Kaya’ya teşekkür etti.

Toplantıda moderatörlük yapan Olay Gazetesi Köşe Yazarı Ahmet Emin Yılmaz, dünyadaki son gelişmelerin değerlendirileceği toplantıyı düzenleyenlere teşekkür etti. Kuzey Afrika’dan başlayıp Orta Doğu’yu saran ateşin bu topraklarda yaşayan herkesi ilgilendirdiğini belirten Yılmaz, hareketleri iyi izleyip, sonuçlarını çıkarmak gerektiğini vurguladı. Tunus’ta başlayıp, Mısır’da ve Libya’da devam eden halk ayaklanmasının devletle çatışır hale geldiğini dile getiren Yılmaz, asıl amacın su mu? Petrol mü? derken Ürdün’den, Bahreyn’den ve sınır komşusu Suriye’de de hareketlenmeler olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, Türklerin bir dönem hükmetti topraklardaki gelişmelerin inceleneceği toplantının verimli olacağını da söyledi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün ise, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri yorumladı. Orta Doğu’da yaşananların konuşmakla geçiştirilemeyeceğini, Türkiye’nin de bu konulara müdahil olduğunu belirten Öğün, Libya’da Türk yatırımcılarının 30 milyar dolara yakın zenginliği bulunduğuna dikkat çekti. Orta Doğu tabirine de karşı çıkan Öğün, bölgenin aslında ‘Bereketli Hilal’ terimine daha uygun olduğunu söyledi. Büyük Orta Doğu Projesi’nin de aslında Orta Doğu diye tabir edilen alanın büyütülmesi için ortaya atıldığını kaydeden Öğün, “’Bereketli Hilal’ tabiri Fırat, Dicle ve Nil’den dolayı kullanılmaktadır. Hatta buna Tuna Nehri bile katılabilir. Demek ki su meselesi gittikçe gerçek bir mesele haline gelmektedir. Öte yandan bu bölgenin İpek yolu ve Baharat yolları geçmişi vardır. Yani su ve mal ile hizmetlerin aktarılması konuları ‘Bereketli Hilal’dir. Üçüncü konu ise enerji meselesidir. Bu üç kalemden herhangi birini atlayarak bir tanesini sebebi asli gibi sunmanın anlamı yoktur” dedi.

Herkes benliğinden vazgeçerse birbirimizi anlayabiliriz
Modern dünyanın bu bölgenin canına okuduğunu söyleyen Öğün, modern dünyanın bu zamana kadar bölgeye ev ödevlerini hep ya bereketli tarihini almak için ya da istediği gibi kullanmak için verdiğini de kaydetti. Öğün, “Eskiden Türkler ve Araplar çok iyi geçinirdi. Şimdi ise iki millet birbirini bile tanımıyor. Eskiden Bursa’daki İpek Hanı’na Acem, Arap, Cenova, Viking tacirleri gelip mallarını döker. Bir yerde yemek yerdi. Şimdi ise o kadar yoksul haldeyiz ki dünyalarımız fena halde küçültüldü. Her şeye bu coğrafyaya toptan itiraz ederek başlamalıyız. Herkes biraz kendi benliğinden vazgeçerse birbirimizi anlayabiliriz. Ben, sen tabirinin olmadığı yerde ‘Bereketli Hilal’ ışıldayacaktır. Yoksa yüzlerce devlet kurulur, yeni yeni uluslar çıkarmaya çalışırız. Mezopotamya’nın sakini olmayı, ancak orayı başkalarıyla paylaştığın zaman hak etmiş olursun. Sen, ben kavramlarının bizleri de kadar küçülttüğünü kavrayamaz isek Fransız jetleri daima bizim semalarımızda cirit atacaktır. Bunu yapamazsak İngilizler bu coğrafya için çok incelikli senaryolar geliştirecek. ABD’de istediği gibi kovboy oyunu oynayacak” diye konuştu.

Türkiye son 50 yılda ilk defa Dışişleri Doktrini geliştirdi
Hükümet tarafından yeni yeni Dışişleri Doktrini geliştirildiğini de vurgulayan Öğün, “Dışişleri Bakanımız ‘Sınırlar yoktur. Kapılar vardır. Kapılar da kapatmak için değil, açmak içindir’ diyor. Son 50 yıllık Türk dışişleri tarihinde ilk defa kendi doktrinini inşa edildiğine inanıyorum. Bu yeni doktrin ‘Bereketli Hilal’in lafıdır. Düne kadar PKK meselesi yüzünden Suriye ile kanlı bıçaklı idik. Şimdi ise iki millet birbirine çok rahat gidip gelebiliyor. Uluslar arası doktrinin kurulması için bir şeylerin yapılması gerekiyordu. Bunu yine bizler yaptık. Buralarda sınırlar olmaz. Buranın kendi mukadderatına sınırlar ekleyerek ancak Bereketli Hilal’e ihanet etmiş oluruz” şeklinde konuştu.
Libya’ya harekat başlamadan önce İstanbul’daki bir panelde ‘Kaddafi benim kardeşimdir ve bu aile içi bir meseledir’ dediğini hatırlatan Öğün, şunları söyledi:
“Herkes kardeşini sevmek zorunda mı? Ama bu gerçeği de değiştirmez. Kaddafi benim hiç sevmediğimi bir kardeşimdir. Kaddafi’nin temsil ettiği şeylerle problemli olmak başka bir şeydir, Fransızın jet uçurması başka bir şeydir. Burada ortak bir tavır almak gerekiyor. Orta Doğu’da hiçbir şey değişmeyecektir. Rahatlıkla söylüyorum. Değişecekse de bunların tartışılacağı dili inşa etmeden mümkün değildir. Bu dil de bugün yoktur. Bugün bir Firavun’u indirirsiniz, yarın başka bir Firavun gelir. Bu hikayeden tarih değil, çevrim çıkar. Buradan yeni bir tarih çıkarmak istiyorsak iktidar ilişkilerini, tüm bağlantılarını, muhalefetiyle masaya yatırmak gerekir. Bu da iki büyük hikayenin içinde Orta Doğu’yu konuşmak gerektirir. Bunlar da devlet ve paradır. Yeni Orta Doğu çıkacaksa bu iki sütunun arasından çıkacaktır. Sermaye ile kozunu paylaşan bir tarih çıkacaktır. Onun için hiçbir şey ummayın. Mısır’da daha kepazelikler yaşanacak. Libya darma duman olacak. Tunus’tan hiç birşey çıkmayacak. Suriye’den ise büyük ihtimalle kan davası çıkacak. İran meselesi daha öne çıktıkça Bahreyn, Yemen, Suudi Arabistan’daki meseleler daha birincil hale gelecek. Orta Doğu’daki salıncaklanma devam edecektir”.

Konuşmaların ardından Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, konuşmacıların sorularını cevapladı. Programın sonunda ise Vali Yardımcısı Ahmet Hamdi Usta, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin ve Bursa Kent Konseyi Başkanı Mehmet Semih Pala tarafından konuşmacılara plaket verildi.

BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ
BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ