TEKELİ’NİN GÖZÜYLE ‘KENTLERİN BUGÜNÜ VE YARINI´

3 ARALIK 2012

BASIN BÜLTENİ

TEKELİ’NİN GÖZÜYLE ‘KENTLERİN BUGÜNÜ VE YARINI’ 
- KENT KONSEYİ PROF. DR. TEKELİ’Yİ AĞIRLADI
- BURSA KENT KONSEYİ KENT SOSYOLOJİSİ ÇALIŞMA GRUBU TARAFINDAN DÜZENLENEN
‘KENTSEL MEKÂNIN YENİDEN ÜRETİMİNDE KENTLERİN BUGÜNÜ VE YARINI’ KONULU SÖYLEŞİYE, PROF. DR. İLHAN TEKELİ KONUŞMACI OLARAK KATILDI.

BURSA – Bursa Kent Konseyi Kent Sosyolojisi Çalışma Grubu tarafından düzenlenen ‘
Kentsel Mekânın Yeniden Üretiminde Kentlerin Bugünü ve Yarını’ konulu söyleşiye konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. İlhan Tekeli, Türkiye tarihinde 3. kez kentsel dönüşümün yaşandığını, ilk ikisinin güçsüz aktörlerle, son dönüşümün ise çok güçlü aktörlerle yapıldığını söyledi.

Atatürk Kongre Kültür Merkezi (Merinos AKKM) Başkanlık Salonu’ndaki toplantıya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Söyleşi öncesinde konuşan Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin, Kent Sosyolojisi Çalışma Grubu’nun Bursa Kent Konseyi’nin şehirle ilgili konularda çalışma yapması açısından önemli olduğunu söyledi. Çalışma grubunun herkese açık olduğunu hatırlatan Keskin, şehirlerin artık yaşam alanı olmaktan çıkıp değişim alanına dönüştüğünü belirtti.
Söyleşiye konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. İlhan Tekeli ise rant meselesini teknisyenler dahil büyük bir kesimin doğru bilmediğini, Türkiye’de siyasi tartışmaların hep rant üzerinden yapıldığını ve rantın suçlama mekanizması gibi çalıştırıldığını kaydetti. Rant kelimesinin aynı zamanda adil olmayan bir durumu ifade etmek için kullanıldığını anlatan Tekeli, kentsel rant teorisinin de büyük bir kesim tarafından bilinmediğini söyledi. Bir şehir büyüdükçe rantın oluşacağını belirten Tekeli, rantın kendisi değil, siyasi olarak manupile edilmesine karşı olduklarını ifade etti. “Rantın, yaşamdaki en önemli etkisi hayatı pahalılaştırmasıdır” diyen Tekeli, şehir büyüdükçe rantın elbette olacağını, ancak azdırıldığında yaşamın pahalılaştığını dile getirdi. Günümüzde tüketim üzerinden yaşam kalitesi tanımı yapıldığını söyleyen Tekeli, ne kadar çok tüketim olursa yaşam kalitesinin de o kadar yüksek olduğunun sanıldığını belirtti. İnsanoğlunun, kendisine gerekli olandan çok fazlasını tükettiğini, bunun sonucunda da ortaya çıkan ekonominin ‘daha çok tüketin’ dediğini anlatan Tekeli, “Dünyanın içinde bulunduğu krize çözüm olarak ‘daha çok tüketin’ anlayışı görülüyor. Peki sürdürülebilirlik nasıl sağlanacak? Böylesi bir açmazın içerisindeyiz. Acaba yaşam kalitesi farklı bir şey olabilir mi? İnsan bir yaşam doyumu elde etmek istiyor. Yaşam doyumu, potansiyellerimizin ortaya çıkardığı performansın bize sağladıklarından geçer. Demek ki yaşam projesi, daha çok tüketme değil, kendi potansiyellerini geliştirmektir” diye konuştu.

“Türkiye’de yaşanan 3. dönüşüm”
Kentsel dönüşümlerle şehirlerin nitelik değiştirdiğini, metropollerden şehir bölgelerine, tek merkezden çok merkeze geçildiğini anlatan Tekeli, mavi yakalıların yerine beyaz yakalıların
hâkim olduğu yeni bir orta sınıfın oluştuğunu ifade etti. Türkiye’de de sürecin paralel geliştiğini söyleyen Tekeli, şunları söyledi: “Her ülke bu dönüşümü kendi aktörlerinin biçimine, ekonomisine göre yaşıyor. Fakat gelişmiş ülkelerde yaşanan dönüşüm, hukuk devleti kalıpları içinde, yeni katılımcı planlama süreçleri içerisinde, müzakereci planlamanın uygulandığı bir demokrasi anlayışıyla yapılıyor. Türkiye’de ise dönüşüm en abartılı şekliyle İstanbul’da yaşanıyor. Bizler dönüşümü güçlü aktörler eliyle yaşamaya çalışıyoruz. Türkiye’de bu yaşanan 3. dönüşümdür. İlki 1860’lı yıllarda İstanbul’da oldu. Dünyada şehirler, sanayi şehirlerine dönüştü. İstanbul da, sanayi az olmasına rağmen bir sanayi şehri olarak dönüştü. Çünkü dış ilişkileri şehri bu yöne götürdü. O yıllarda dönüşümü, para olmadığı için siyasiler değil, yangın yapmıştır. Binlerce ev yanıyor ve yerlerine binalar yapılıyor. Bu dönüşüm 1950’lilere kadar sürdü. 1950’den sonra eski doku yıkılıp yerine apartmanlaşma ortaya çıkmıştır. Bunu ‘yap-sat’çı ve gecekondu gibi iki güçsüz aktörler yapmıştır. Şimdi Türkiye üçüncü dönüşümünü yaşıyor. Bu dönüşümü ilk iki dönüşümde olduğu gibi güçsüz aktörler eliyle değil, çok güçlü aktörlerle yapıyor. Birincisi büyükşehir belediyeleri ve TOKİ’dir. İkincisi gayrimenkul yatırım ortaklıklarıdır.” 
Şehirlerin yapılanma biçimlerinin de değiştiğini aktaran Tekeli, 1950’lilerde şehirlerin tek tek binaların eklenmesiyle oluştuğunu, şimdi ise büyük parçaların eklenmesiyle büyüdüğünü söyledi. Yeni yapılanmayla, şehirlerin bir anlamda parçalandığını kaydeden Tekeli, parçalanmayla kişilerin sadece kapıları kapalı bir yere değil, aynı zamanda şehir içinde de kendilerini hapsettiğini söyledi.
Soru cevap şeklinde devam eden
söyleşinin sonunda Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Enes Battal Keskin ve Bursa Kent Konseyi Kent Sosyolojisi Çalışma Grubu Temsilcisi Mürüvvet Yaman, Prof. Dr. İlhan Tekeli’ye teşekkür ederek, Bursa kitabı hediye etti.